Plasenta Nedir, Ne İşe Yarar? Anne ve Bebek Arasındaki Hayati Bağlantı

Plasenta, gebelik sürecinin en önemli parçalarından biridir. Anne ve bebek arasındaki hayati bağlantıyı sağlayan bu organ, hem besin hem de oksijen alışverişini yönetir. Düşünün ki plasenta, bir köprü gibi; anne ile bebeği bir araya getirir ve bu iki yaşam kaynağının sağlıklı bir şekilde iletişim kurmasını sağlar. Peki, plasenta tam olarak nedir ve ne işe yarar? İşte bu soruların cevapları!

Plasenta, gebelik sırasında rahimde gelişen ve fetus ile anne arasında besin, oksijen ve atık maddelerin transferini sağlayan bir organdır. Bu organ, gebelik süresince fetusun büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan tüm kaynakları temin eder. Plasenta, ayrıca hormonal dengeyi sağlamak ve fetusun bağışıklık sistemini desteklemek gibi kritik işlevlere de sahiptir. Yani, plasentanın görevleri sadece besin taşımakla sınırlı değil; aynı zamanda bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için gereken tüm unsurları içerir.

Plasentanın oluşum süreci, döllenmeden itibaren başlar ve gebelik boyunca devam eder. İlk trimesterde plasenta hızla gelişirken, ikinci trimesterde büyüme ve olgunlaşma süreci devam eder. Bu aşamalarda plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi için gereken tüm mekanizmalar devreye girer. Örneğin, plasenta, oksijen ve besin maddelerini anne kanından alarak fetusa iletme görevini üstlenir. Aynı zamanda fetustan gelen atık maddeleri de anne vücuduna geri taşır. Bu süreç, fetusun sağlığı açısından son derece önemlidir.

Sonuç olarak, plasenta, gebelik sürecinde anne ve bebek arasında hayati bir köprü işlevi görür. Eğer plasenta sağlıklı bir şekilde çalışmazsa, bu durum bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, plasentanın sağlığına dikkat etmek, hem anne hem de bebek için kritik bir öneme sahiptir. Plasenta hakkında daha fazla bilgi edinmek, gebelik sürecini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Plasenta Nedir?

Plasenta, gebelik sürecinde anne ile bebek arasında kritik bir köprü görevi gören, oldukça önemli bir organdır. Bu organ, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin maddeleri ve oksijenin anne kanından alınarak bebeğe iletilmesini sağlar. Aynı zamanda, bebeğin atık maddelerinin anne vücuduna transfer edilmesine yardımcı olur. Yani, plasenta sadece bir bağ değil, aynı zamanda bir hayati destek sistemidir.

Plasentanın yapısı oldukça karmaşık ve hayati işlevleri vardır. Bu işlevler arasında şunlar bulunmaktadır:

• Besin Transferi: Plasenta, anne kanındaki besin maddelerini alır ve bunları bebeğe iletir.
• Oksijen Sağlama: Anne kanındaki oksijeni alarak bebeğin ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlar.
• Atık Maddelerin Atılması: Bebek tarafından üretilen atık maddeleri anne kanına göndererek temizlenmesini sağlar.
• Hormon Salgısı: Gebelik süresince gerekli hormonları salgılayarak hem anne hem de bebeğin sağlığını destekler.

Plasenta, gebelik döneminin başlarında, embriyonun gelişimi ile birlikte oluşmaya başlar. Bu süreç, anne ve bebek sağlığı açısından son derece önemlidir. Plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi, bebeğin gelişimi için kritik bir öneme sahiptir. Eğer plasentada herhangi bir sorun olursa, bu durum hem anne hem de bebek için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Sonuç olarak, plasenta, gebelik sürecinin merkezinde yer alan ve anne-bebek ilişkisini yöneten hayati bir organdır. Onun sağlıklı bir şekilde işlev görmesi, bebeğin sağlığı ve gelişimi için elzemdir. Bu nedenle, plasentanın sağlığına dikkat etmek, gebelik sürecinin en önemli parçalarından biridir.

Gebelikte Plasentanın Oluşumu

Plasenta, gebelik sürecinin en kritik unsurlarından biridir ve anne ile bebek arasındaki bağın temelini oluşturur. Peki, bu hayati organ nasıl oluşur? Plasentanın gelişimi, döllenmeden hemen sonra başlar ve bu süreç, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde de devam eder. İlk olarak, döllenmiş yumurta, rahim duvarına tutunarak embriyonik hücrelerin bölünmesine ve farklılaşmasına olanak tanır. Bu aşama, plasentanın temel yapısının oluşumunu başlatır.

Plasentanın oluşum süreci, üç ana aşamadan oluşur:

• İlk Trimester Dönemi: Bu dönemde, plasenta hızla gelişir. Embriyonik hücrelerin farklılaşması ve plasentanın temel yapısının oluşumu, bu aşamanın belirleyici özelliklerindendir. Bu süreç içerisinde, hücreler arasında iletişim kurarak besin ve oksijen alışverişini sağlayacak yapıların temelleri atılır.
• İkinci Trimester Dönemi: İkinci trimesterde plasenta büyümeye ve olgunlaşmaya devam eder. Bu aşama, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin maddelerinin sağlanmasında kritik rol oynar. Plasentanın olgunlaşması, fetüsün sağlıklı bir şekilde büyümesi için hayati önem taşır.
• Üçüncü Trimester Dönemi: Bu dönemde plasenta, hem besin hem de oksijen transferini maksimum seviyeye çıkarır. Ayrıca, plasenta, bebeğin gelişiminde gerekli olan hormonları salgılayarak, gebeliğin sürdürülebilirliğini sağlar.

Bu aşamalar, plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi için kritik öneme sahiptir. Her bir aşama, anne ve bebeğin sağlığını doğrudan etkiler. Eğer plasentanın gelişiminde bir sorun yaşanırsa, bu durum hem anne hem de bebek için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Dolayısıyla, plasentanın oluşumu ve gelişimi, gebelik boyunca dikkatle izlenmelidir.

Sonuç olarak, plasentanın oluşum süreci, gebeliğin başlangıcından itibaren başlar ve her bir aşama, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimi için hayati önem taşır. Bu nedenle, anne adaylarının bu süreci anlaması ve gerekli önlemleri alması büyük bir önem arz eder.

Plasentanın Gelişim Aşamaları

Plasentanın gelişim süreci, döllenmeden itibaren başlar ve gebeliğin ilerleyen dönemlerinde devam eder. Bu aşamalar, plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi için kritik öneme sahiptir. İlk olarak, döllenmiş yumurta rahim duvarına yerleştiğinde, embriyonik hücreler hızla çoğalmaya başlar. Bu aşamada, trophoblast adı verilen hücreler, plasentanın temel yapısını oluşturmak için gerekli olan ilk adımları atar.

İlk trimester döneminde, plasenta hızla gelişir. Bu süreçte, embriyonik hücrelerin farklılaşması ve plasentanın temel yapısının oluşumu gözlemlenir. Döllenmeden sonraki 4. haftadan itibaren plasenta, anne kanı ile bebeğin kanı arasında bir köprü görevi görmeye başlar. Bu aşamada, plasentanın işlevleri arasında oksijen ve besin maddelerinin transferi, hormon üretimi ve bağışıklık sisteminin desteklenmesi yer alır.

İkinci trimesterde plasenta, büyümeye ve olgunlaşmaya devam eder. Bu aşama, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin maddelerinin sağlanmasında kritik rol oynar. Plasenta, anne vücudundan aldığı besinleri, bebeğin ihtiyaçlarına göre düzenli bir şekilde aktarır. Bu dönemde, plasentanın olgunlaşması ile birlikte, hormon seviyeleri de değişim gösterir. Özellikle, progesteron ve östrojen gibi hormonların üretimi artar, bu da gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, plasentanın gelişim aşamaları, anne ve bebek sağlığı açısından son derece önemlidir. Bu süreç, sağlıklı bir gebelik için gereken tüm temel işlevlerin yerine getirilmesini sağlar. Plasentanın her aşaması, bebeğin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için hayati bir öneme sahiptir. Plasentanın bu kritik aşamaları, gebelik sürecinin temel taşlarını oluşturur ve anne ile bebek arasındaki bağı güçlendirir.

İlk Trimester Dönemi

İlk trimester dönemi, gebelik sürecinin en kritik aşamalarından biridir. Bu dönemde plasentanın oluşumu hızla gerçekleşir ve embriyonik hücreler, farklılaşarak plasentanın temel yapısını oluşturur. Döllenmeden sonraki ilk birkaç hafta içerisinde, plasenta, anne ve bebek için hayati öneme sahip olan birçok işlevi üstlenmeye başlar. Bu süreç, hamilelikte sağlıklı bir gelişim için temeli atar.

Bu dönemde plasentanın gelişim süreci oldukça ilginçtir. İlk olarak, döllenmiş yumurta, rahim duvarına yerleşir. Bu aşamada, plasentanın hücreleri hızla bölünerek büyümeye başlar. Hücrelerin bu hızlı bölünmesi, plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi için gerekli olan yapısal bileşenlerin oluşmasını sağlar. Plasenta, gebelik boyunca bebeğin beslenmesi ve oksijen alması için gereken ortamı hazırlamakla kalmaz, aynı zamanda anne vücudunun hormonal dengesini de düzenler.

İlk trimesterde plasentanın gelişim aşamalarını şu şekilde özetleyebiliriz:

• Döllenme: Yumurtanın spermle birleşmesi ve döllenmiş yumurtanın oluşumu.
• Implantasyon: Döllenmiş yumurtanın rahim duvarına yerleşmesi.
• Plasentanın Oluşumu: Embriyonik hücrelerin plasentayı oluşturacak şekilde farklılaşması.

Bu aşamada, plasenta sadece besin ve oksijen sağlamakla kalmaz, aynı zamanda hormon salgılayarak anne vücudunun gebeliğe uyum sağlamasına yardımcı olur. Örneğin, hCG (insan koryonik gonadotropin) hormonu, gebeliğin sürdürülmesi için kritik bir rol oynar. İlk trimesterde plasentanın bu işlevleri, hem anne hem de bebek sağlığı açısından son derece önemlidir.

Sonuç olarak, ilk trimester dönemi, plasentanın oluşum sürecinin yanı sıra, anne ve bebek arasındaki bağın güçlendiği bir dönemdir. Bu dönemde sağlıklı bir gelişim için düzenli doktor kontrolleri ve dengeli bir beslenme alışkanlığı, anne adaylarının dikkat etmesi gereken önemli unsurlardır.

İkinci Trimester Dönemi

İkinci trimester dönemi, gebeliğin 13. haftasından 26. haftasına kadar olan süreci kapsar ve bu dönem, hem anne hem de bebek için oldukça kritik bir aşamadır. Bu süreçte plasenta, hızla büyür ve olgunlaşır. Bu büyüme, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin maddelerinin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Anne adayları için bu dönem, genellikle daha az rahatsızlık hissedilen ve enerjinin arttığı bir zaman dilimi olarak tanımlanabilir. Ancak, plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.

İkinci trimesterde plasentanın gelişimi şu şekilde gerçekleşir:

• Besin Transferi: Plasenta, anne kanından bebeğe gerekli vitamin ve mineralleri geçirerek, bebeğin sağlıklı bir şekilde büyümesini destekler.
• Oksijen Sağlama: Bebeğin oksijen ihtiyacı, plasentanın sağlıklı çalışmasıyla karşılanır. Bu, fetüsün gelişimi için hayati bir öneme sahiptir.
• Hormon Salgısı: Plasenta, gebeliğin sürdürülmesine yardımcı olan hormonları üretir. Bu hormonlar, hem annenin hem de bebeğin sağlığını korumak için gereklidir.

Bu dönemde plasentanın işlevleri arasında, bebeğin atık maddelerinin anneye iletilmesi de yer alır. Plasenta, fetüsün ürettiği atık maddeleri anne kanına aktararak, bu maddelerin anne vücudu tarafından temizlenmesini sağlar. Bu, fetüsün sağlıklı gelişimi için son derece önemlidir. Ayrıca, plasentanın bu işlevi, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde de devam eder ve fetüsün büyüme sürecinde kritik bir rol oynamaya devam eder.

Sonuç olarak, ikinci trimester dönemi, plasentanın büyümesi ve olgunlaşması açısından oldukça önemli bir süreçtir. Bu aşamada, plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için hayati önem taşır. Anne adayları, bu dönemde sağlıklı beslenmeye ve düzenli kontrollerini yapmaya özen göstermelidir.

Plasentanın Fonksiyonları

Plasenta, gebelik süresince anne ve bebek arasındaki en önemli bağlantı noktasıdır. Bu organ, sadece besin ve oksijen alışverişini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda birçok kritik işlevi de yerine getirir. Plasentanın işlevleri arasında beslenme, hormon salgısı ve antikor transferi gibi hayati süreçler bulunmaktadır. Bu işlevler, hem annenin hem de bebeğin sağlığı açısından son derece önemlidir.

Öncelikle, plasenta, bebeğin büyümesi ve gelişmesi için gerekli olan besin maddelerini anne kanından alarak bebeğe iletir. Bu süreç, plasentanın içindeki özel hücreler aracılığıyla gerçekleşir. Örneğin, glukoz, amino asitler ve yağ asitleri gibi temel besin maddeleri, plasentanın filtreleme işlevi sayesinde bebeğe ulaşır. Bu, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimi için kritik bir adımdır.

Ayrıca, plasenta hormonlar üretir. Bu hormonlar, gebeliğin sürdürülmesi ve bebeğin gelişimi için hayati öneme sahiptir. Örneğin, human chorionic gonadotropin (hCG) hormonu, gebeliğin erken dönemlerinde önemli bir rol oynar ve yumurtalıkların normal işlevini destekler. Bunun yanı sıra, plasenta, progesteron ve östrojen gibi diğer hormonları da salgılar. Bu hormonlar, gebelik süresince anne vücudunun değişimlerini yönetir ve bebeğin gelişimini destekler.

Plasentanın bir diğer önemli işlevi ise antikor transferidir. Bu süreç sayesinde, annenin bağışıklık sistemi tarafından üretilen antikorlar, bebeğe geçer. Bu, bebeğin doğumdan sonra enfeksiyonlara karşı korunmasına yardımcı olur. Özellikle ilk aylarda, bebeğin bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmediği için bu antikorlar son derece kritik bir rol oynar.

Sonuç olarak, plasenta, gebelik sürecinin her aşamasında hayati bir rol oynar. Bu organın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi, hem anne hem de bebek sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. Plasentanın işlevlerini anlamak, gebelik sürecini daha iyi kavramamıza yardımcı olur ve bu süreçte karşılaşılabilecek olası sorunları önceden tespit etmemizi sağlar.

Bebeğin Beslenmesindeki Rolü

Plasenta, bir annenin karnındaki bebeği beslemek için hayati bir köprü işlevi görür. Bu organ, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin maddelerini ve oksijeni anne kanından alarak, fetüse ulaştırır. Bu süreç, aslında oldukça karmaşık ama bir o kadar da etkileyici bir mekanizmadır. Düşünün ki, plasenta bir besin fabrikası gibi çalışıyor; her gün, her saat, bebeğin ihtiyaçlarına göre özel bir üretim yapıyor!

Plasenta, yalnızca besin maddelerini değil, aynı zamanda hormonal düzenlemeleri de sağlar. Örneğin, plasenta, gebelik boyunca gerekli olan hormonları salgılar ve bu hormonlar, bebeğin sağlıklı bir şekilde büyümesi için kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, plasentanın işlevleri arasında şunlar yer alır:

• Oksijen Transferi: Plasenta, anne kanından oksijeni alarak bebeğe iletir. Bu, bebeğin sağlıklı gelişimi için hayati bir süreçtir.
• Besin Maddelerinin Sağlanması: Karbonhidratlar, proteinler ve yağ asitleri gibi temel besin maddeleri plasenta aracılığıyla geçer.
• Antikor Transferi: Anne, bebeği enfeksiyonlardan korumak için antikorları plasenta yoluyla bebeğe aktarır.

Oksijen ve besin maddelerinin transferi, plasentanın en önemli işlevlerinden biridir. Bu süreç, difüzyon adı verilen bir mekanizma ile gerçekleşir. Anne kanındaki yüksek konsantrasyondaki oksijen ve besin maddeleri, plasentanın iç yapısındaki kan damarları aracılığıyla fetüse geçer. Bu mekanizma, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için son derece önemlidir. Eğer bu süreçte bir aksaklık olursa, bebeğin gelişimi olumsuz etkilenebilir.

Ayrıca, plasenta fetüsün atık maddelerini de anne vücuduna ileterek temizlenmesini sağlar. Bu, bebeğin sağlığı açısından son derece kritik bir işlevdir. Bebeğin metabolizması sonucunda oluşan atık maddeler, plasenta aracılığıyla anneye geçerek, annenin vücudu tarafından atılır. Dolayısıyla, plasenta, sadece beslenme değil, aynı zamanda temizlik işlevi de görmektedir.

Sonuç olarak, plasenta, anne ve bebek arasındaki hayati bağlantıyı sağlayarak, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimini destekleyen birçok önemli işlevi yerine getirir. Bu nedenle, plasentanın sağlıklı bir şekilde işlev görmesi, gebelik sürecinin en kritik unsurlarından biridir.

Oksijen ve Besin Transferi

Oksijen ve besin transferi, plasentanın en hayati işlevlerinden biridir. Bu süreç, anne ile bebek arasındaki bağlantının temel taşını oluşturur. Peki, bu transfer nasıl gerçekleşiyor? İşte burada plasentanın karmaşık yapısı devreye giriyor. Plasenta, anne kanından oksijen ve besin maddelerini alarak bunları fetüse ulaştıran bir filtre görevi görür. Bu mekanizma, hücresel düzeyde gerçekleşir ve oldukça etkilidir.

Anne kanındaki oksijen, plasentanın içindeki özel hücreler aracılığıyla fetüse geçer. Bu hücreler, oksijenin geçişini kolaylaştıran bir yapıdadır. Aynı zamanda, plasenta, fetüs için gerekli olan vitaminler, mineraller ve diğer besin maddelerini de alır. Örneğin:

• Glukoz
• Amino asitler
• Yağ asitleri

Bu maddeler, fetüsün büyümesi ve gelişmesi için kritik öneme sahiptir. Oksijenin ve besinlerin bu transferi, fetüsün sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için gereklidir. Eğer bu süreçte bir aksama olursa, bebeğin gelişimi olumsuz etkilenebilir.

Ayrıca, plasenta sadece besin ve oksijen transferi ile sınırlı kalmaz. Aynı zamanda, fetüsün atık maddelerini de anne vücuduna ileterek temizlenmesini sağlar. Bu, fetüsün sağlığı açısından son derece önemlidir. Oksijen ve besin transferi, anne ve bebek arasındaki bu hayati bağlantının bir parçasıdır ve plasentanın sağlıklı bir şekilde çalışması, gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için elzemdir.

Atık Maddelerin Atılması

Plasenta, sadece bebeğin beslenmesi ve oksijen alması için değil, aynı zamanda atık maddelerin atılması için de kritik bir rol oynamaktadır. Bebeğin gelişimi sırasında, metabolizma ürünleri ve diğer atık maddeler oluşur. Bu atıkların anne vücuduna iletilmesi, hem fetus sağlığı hem de annenin sağlığı açısından son derece önemlidir. Düşünün ki, bir fabrika gibi, bebek sürekli olarak enerji üretiyor ve bu süreçte atık maddeler de meydana geliyor.

Bu atık maddelerin plasenta aracılığıyla anneye transfer edilmesi, birkaç aşamadan oluşur. İlk olarak, gebelik süresince fetüs tarafından üretilen karbondioksit ve diğer atık maddeler plasentaya geçer. Plasenta, bu maddeleri anneden gelen kan yoluyla temizler ve anneden gelen kanın içindeki besin maddeleri ile oksijenle değiştirir. Bu süreç, fetüsün sağlıklı bir şekilde büyümesi için gereklidir.

Atık maddelerin atılması sürecinde plasentanın işlevi, aşağıdaki gibi özetlenebilir:

• Metabolizma Ürünleri: Fetüs tarafından üretilen atık maddeler, plasentanın kan damarları aracılığıyla anne kanına geçer.
• Karbondioksit Transferi: Fetüsün ürettiği karbondioksit, plasenta aracılığıyla anneden dışarı atılır.
• Temizlik Süreci: Plasenta, fetüsün atıklarını temizlerken, anne vücudunun dengesini korur.

Bu mekanizma, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için hayati öneme sahiptir. Eğer plasenta bu atık maddeleri yeterince etkili bir şekilde temizleyemezse, bu durum hem anne hem de bebek için sağlık sorunlarına yol açabilir. Dolayısıyla, plasentanın bu işlevi, gebelik sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi açısından kritik bir unsurdur.

Sıkça Sorulan Sorular

• Plasenta nedir?Plasenta, gebelik sırasında anne ve bebek arasında besin ve oksijen alışverişini sağlayan hayati bir organdır. Bu organ, bebeğin sağlıklı gelişimi için kritik bir rol oynar.
• Plasenta nasıl oluşur?Plasenta, döllenmeden sonra embriyonik hücrelerin farklılaşması ile oluşmaya başlar. İlk trimester döneminde hızla gelişir ve ikinci trimesterde olgunlaşmaya devam eder.
• Plasentanın görevleri nelerdir?Plasentanın başlıca görevleri arasında besin ve oksijen transferi, hormon salgısı ve bebeğin atık maddelerinin anne vücuduna iletilmesi yer alır. Bu işlevler, hem anne hem de bebek sağlığı için son derece önemlidir.
• Plasenta ne zaman olgunlaşır?Plasenta, gebeliğin ikinci trimesterinde olgunlaşmaya başlar. Bu süreç, bebeğin gelişimi için gerekli olan besin maddelerinin sağlanmasında kritik bir rol oynar.
• Oksijen ve besin maddeleri nasıl transfer edilir?Oksijen ve besin maddeleri, plasenta aracılığıyla anne kanından bebeğe geçer. Bu mekanizma, bebeğin sağlıklı gelişimi için hayati bir süreçtir.
• Plasenta atık maddeleri nasıl temizler?Plasenta, bebeğin atık maddelerini anne vücuduna ileterek temizlenmesini sağlar. Bu süreç, fetüsün sağlığı açısından son derece önemlidir.

Kaynakça

1. Plasenta Nedir? Oluşumu, Görevleri ve Önemi – Acıbadem Sağlık Grubu

   • Plasentanın temel görevleri, gelişim aşamaları ve gebelik sürecindeki rolü detaylı şekilde anlatılıyor.

2. Plasenta Nedir, Ne Zaman Oluşur? – Medical Park

   • Plasentanın embriyo gelişiminden itibaren nasıl şekillendiğini ve işlevlerini bilimsel açıklamalarla sunuyor.

3. Plasenta Ne Zaman Gelişir? 16. Hafta Gebelik – Memorial Hastanesi

   • Plasentanın gelişim sürecine haftalık bakış sunuluyor. Özellikle 12. haftadan itibaren aktif hale geldiği vurgulanıyor.

4. Hamileliğin 11. Haftası – Plasentanın Gelişimi – Medical Park

   • Plasentanın nasıl gelişmeye başladığı, yolk kesesinden devraldığı fonksiyonlar vurgulanıyor.

5. Kordon Kanı ve Plasenta – Florence Nightingale Hastanesi

   • Plasenta ile birlikte göbek kordonu ve dolaşım sisteminin işleyişine odaklanıyor.

6. Hamileliğin 4. Haftası: Plasentanın Oluşmaya Başlaması – Medical Park

   • Embriyo implantasyon süreciyle birlikte plasentanın ilk hücresel oluşumu açıklanıyor.